AvrupaDünyaGenelKöşe YazılarıManşetOrtadoğuSiyaset

Lütfullah KALELİ Yazdı: ”YOZLAŞMA VE TEHDİT”

      Yozlaşma: bozulma, kalite düşüklüğü, aslına benzememe gibi anlamlara gelir. Tehdit ise: herhangi bir şeyin varlığına son vermek için oluşturulan girişim vs.

Hemen her gün, içeriden ve dışarıdan kaynaklanan tehditlerin ardı arkası kesilmiyor. Önce tehditleri sıralayalım. Rutin olarak, Yunanistan düşmanlıklarına ara vermiyor. Silahsız olması gereken adalar ve Libya ile yapılan antlaşmalarla belirlenen deniz yetki alanlarımızda, yeni bir tatbikata başlamak üzere. Saldırı silahları almaya devam ediyor. “Yani aynı hamam,  aynı tas.” ABD bildiğimiz gibi, düşmanlığına ara vermeden devam ediyor. PKK ve Yunanistan’ın ardında.

                ABD, helikopter leşlerine taziyede bulunmuş. 50 kadar PKK’lıya pilot eğitimi vermiş. Yarın F16 verirse şaşırmayalım. Yapılacak seçimlere; basın ve PKK liderleri aracılığı ile müdahale ediyor. Ne altılı masadan, nede Cumhur ittifakından bir tepki göremedim. ABD- Avrupa’da olsa yer yerinden oynardı.

                Siyasal iktidarın, Yunanistan’a vermesi gereken tepkiyi de göremedim. Avrupa fonlarından nasiplenen sivil toplum örgütleri ve LGBT deprem bölgelerine üşüşmüş durumda, Hedeflerinde çocuklar var. Geleceğimiz için büyük tehdit oluşturuyorlar.

                Daha sayamadığım bir sürü tehdit, üstümüzde uçuşurken,  Bir asker ziyaretinde bulundum. Çocukların anlattığı dudak uçuklatan cinsten şeylerdi. Çocukların serzenişlerini uygun bir dille anlatmaya çalışayım.

                Havacı çocuklar, nöbetlerin nizami tutulmadığı, albaydan aşağı rütbede olanların, astlarınca kazınmadığı, dikkate alınmadığı, disiplinsizliğin gırtlağa geldiği, yalnız burada değil Kütahya’da da durumun pek farklı olmadığını anlattılar. Eğitim rektörünün sakallı olduğu, ve sorunun kaynağını oluşturduğunu düşündükleri anlaşılıyordu. Bir de, bir generalin çay servisi yaptığı görüntülerden çok olumsuz etkilenmişlerdi.

                Ülkemiz; Saldırı ile bu kadar yüz yüze iken sürüleşmiş bir havacı unsurlarla, ülkemiz nasıl korunacak. Böyle giderse! On beş yıl sonra ülke savunmasının çökmesi kaçınılmazdır.

                Oysa! Askerliğin temelini;  emir alma –emir verme – itaat- Bir yaşam biçimi ve disiplin Oluşturur.Bir ordunun değeri subaylarının kalitesi ile ölçülür. Yakın bir gelecekte yeniden bir devlet kurmanın yeri ve zamanı değildir. Eldeki devletimizi sağlamlaştırmanın yollarını aramak zorundayız.

                Güçlü devlet, güçlü ordu ile mümkündür. Demokrasi-insan hakları-düşünce özgürlüğü bağımsızlıkla mümkün. Maaşlara zam- ucuzluk- nesillerin devamının ilk şartı bağımsızlıktır.

                Gözümüzün önünde: Filistinliler-Iraklılar- Suriyeliler dururken hiç kimse ulusal güvenliğimizi tehlikeye atamaz. Elbet hesap sorulur.  

                Artık, at gözlüklerini çıkarmanın- zombi olmaktan kurtulmanın zamanı gelmedi mi. Aklımızı kullanarak karar vermemiz gerekmiyor mu? Düşmanlarımızın hiç acıması yok! Hala anlamadık mı?

                Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları, Yurt savunmasına önem veren, Ordusuna çeki düzen veren, her türden iç ve dış müdahaleye karşı hazır olan, Ulusunu eğiten, yerli ve ulusal olan, Bağımsızlığından taviz vermeyenlerin üzerine olsun vesselam.

                         Lütfullah Kaleli                                                                                                           

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak tekrar deneyin.