Eluca Atalı’nın “Anka Kuşu” adlı kitabı bir çocuk romanıdır. Yazar, toplumda meydana gelen tüm olayları doğaya taşımış ve yeryüzündeki olayları göğe yükseltmiştir. Eserin kahramanı iki gramlık bir sinek kuşu. Kahraman Güneş’e aşık olur, ancak annesi, bir kuş yaşamının Güneş’e ulaşmak için yeterli olmadığını anlatır. Sonra küçük kuş, sonsuzluğa kavuşmanın bir yolunu arar ve bulur. Eser, sinek kuşlarının yanı sıra çok sayıda kuş imgesini, morfolojisini ve yaşam tarzını yansıtıyor.
Sonsuzluk nerede? Hangi koşullarda ulaşılabilir? Uzak bir diyarda Anka kuşunun yaşadığı, ölümsüz olduğu, sonsuzlukla yeniden buluştuğu bir mağara vardır. Kim bu kadar yol kateder ve o Anka kuşuna rastlarsa, o da ebediyete ulaşabilir. Uzaklara uçan kuşların kimisi imanını, kimisi iradesini, kimisi de maneviyatını kaybeder. Doğal ihtiyacına dözemeyip, midesinin buyruklarına göre yol arkadaşlarını yerler. Ebediyete kavuşmak için ruhun saf olması gerekir ve Asıf Ata'nın Mutlak İman felsefesine göre saflık ruh İman, Algı, Maneviyat ve İrade birliğinden oluşur. Tüm bunların sonunda sadece saf bir ruha sahip olan kuş Anka kuşunun yaşadığı mağaraya ulaşır ve tekrar tekrar çağırır. "Buradayım, Anka kuşu!" Cevap vermiyor, yine çağırır, yine cevap alamıyor. "Yanılıyor muyum, değil mi?" Sesi mağaranın duvarlarında yankılanır ve kendine döner. Sonunda, "Anka kuşu sensin!" diye bir ses onu titretir. "Ben miyim?!" diye tekrar sorar. "Evet öylesin! Onca mahrumiyete katlandın, uzun bir yoldan geldin ve buraya kadar sabrettin, o zaman Anka kuşu sensin.” Anga kuşunu her kes kendisi yaratır, yalnızca ruhsal olanın sonsuza kadar yaşadığı fikri, sanatsal ifadesini bu eserde bulmaktadır.
Anka Kuşu romanı sekiz yaşından büyük her türden okuyucunun okuyabileceği ve doğayı sanatsal yollarla öğrenebileceği bir kitaptır.
