Vesim TOKATLI Yazdı: ”Baas Düşünceli Militanlar Devrede, Suriye Türklerini Bölme Planı”

Ortadoğu bölgesinde Türk kimliği taşımak, yıllar öncesinde oluşan kin ve nefrete maruz
kalmaktır. Türk olmak, Türkçe konuşmak, Türk’ün gelenek ve göreneklerini yaşatmak o
bölgelerde pek pozitiflikle karşılanmamaktadır. Çünkü Türkçe konuştuğun zaman ”Türk
kuyruğu” başta olmak üzere varlığını zedeleyecek her türlü işlev ve eylemlerle karşı karşıya
kalabilirsiniz. Suriye Türkleri, daha çok genel olarak Suriye Türkmenleri olarak adlandırılıyorlar.
Suriye Devleti içinde ise yerleşik yerleri Halep, Hama, Humus, Şam, Golan ve Bayırbucak’ta
yaşamaktadırlar. Ancak sayıları şehirde az olsa da kırsal da daha kalabalık sayıyla hayatlarını
sürdürmektedirler.

70’li yıllardan bu yana Bass Yönetimi Suriye Türkleri üzerinde Araplaştırma Planı çerçevesinde,
Türk halkını kültüründen yozlaştırma hamlesini defalarca gerçekleştirmeye kalkışsa da genel
olarak bu planı gerçekleştirme hedefine ulaşamamıştır. Ancak şehir merkezinde yaşayan bazı
aileler üzerinde bu planı gerçekleştirme bir nevi başarmıştır. Kırsal bölgelerde ise köylerin
çoğunluğu Suriye Türklerinin nüfusundan oluştuğu için hamlesi başarısızlığa uğramıştır.
Kırsalda bu plan işlemeyince Bass Yönetimi okul yolunu kullanarak Suriye Türklerini tarihten
koparmaya çalışıldı. Bunu en çok yeni nesiller üzerinde denenmiştir. Bu konunun bizzat şahidi
olmam Bass’çı okullarında 7 yıl eğitim görmemden kaynaklandı. Tarih anlamında Türkleri (
Osmanlı ) genel olarak İhtilal gayesi olan ve sömürücülükle ayakta duran gibi terimlerle
tanıtıyordu. Kavmiyet anlamında ise Arap kesiminin devrimci olduğu, vatansever vb. övücü
kavramlarla kendilerini bir üstünlük konumuna getirme çabası bulunuyordu. Bundan
hedefledikleri ise yeni nesilde ırklarından koparma eylemini gerçekleştirmek. Bundan ziyade ise
yerel anlamda Türk beldelerine sundukları destekler sınırlıdır. Demografik anlamda her Türk
beldesini çeviren 3’ü Arap 3’ü Nusayri olmak üzere buradaki temel amaç bölgenin üstünlüğünü
kazanmaktır. Devrimde olsun veya önceki yaşanan Türk-Arap çatışmalarından bölgede sayıları
ne kadar çok olsa da Türk’ün birlik olduğu yerde her zaman meydanda ve masada
hedeflediklerine ulaşmışlardır.
Suriye Devriminin bölgesel anlamda etkileşimi hızla artarken, kesimler temsil hakkı kazanırken
Suriye Türkleri yine her zaman ki gibi unutulan kesim durumuna düştüler. Devrimin iç
çatışmaya dönüşmesinin ardından belirli ülkeler hicretler başladı. Suriye Türklerinin ilk yönü
Türkiye Cumhuriyeti idi. Bu olaylardan bir süre sonra Suriye Türkmen Meclisi adı altında
birleştiklerini açıkladılar. Temel hedef ileride oluşacak kabinede temsil hakkı kazanmaktır. Bu
durum bazı şahısların rahatsız olmasına neden oldu. Bu rahatsızlığı gidermek için bazı planlar
devreye sokuldu. Türkmenleri bölge milliyetçiliğine tahrik ederek meclisin dağılmasına neden
oldular. Bölge milliyetçiliğinden kaynaklanan sorunlardan ötürü meclis varlığını devam
ettiremedi. Daha sonra bu hamleyi partiler düzeyine indirerek aynı sorunlardan ötürü partilerin
dağılmasına, çoklu partilerin kurulmasına sebep olmuştur. Ortada belli kişiler bulunmaktadır.
Bunların ana sorunu makam-mevki sevgisidir. Oturdukları koltuktan kalkmak veya devretmek
istememektedirler. Suriye siyasetinde ise varlıkları hiçten ibaret çünkü bu sahnede rol alan ekip

donanımlı olmadığından kaynaklanmaktadır. Partiler bölge milliyetçiliğine kapılarak her
bölgenin sanırım 1 veya 2 partisi oluştu. Diğer önemli konu ise bölge temsilciler kendi aralarında
dahi anlaşamamasıdır. Halihazırda gördüğüm ise birilerinin dış devletlerden aldıkları desteklerle
bu planı halk üzerinde gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Bunu birçok şehirde görüyor olmam
üzücüdür. Şuan uyguladıkları politika Türkmen halkını çoklu derneklere sevk, halk arasında
gerginlik ve oluşacak sorunlardan ayrılık planlarına ulaşmış olacaklar. Düşündüğüm şey ise;
bizim belli başlı bir nüfusumuz bulunmaktadır. çoklu dernek fikrine uyup kişi başına iki dernek
kurmakla şuan için siyaset yapılmaz. Ayrıca dernek yoluyla da siyasetin yapılması imkansız. Yani
yine temsil hakkını kaybedeceğiz. Bazılarının istediği tam da bu. Suriye Türkleri üzerinde bir
hegemonya kurmak. Suriye Türklerini siyasetten uzak tutmak. Eğer bu bölücü planlar karşısında
aktif bir eylem gerçekleştirmek istiyorsak önce bu çoklu STK’ların kurmaktan vazgeçmemiz
gerekir. Daha sonra parti düzeyinde bu sorunu misliyle çözmemiz ve bunu Meclis düzeyine
ulaştırmamız gelecek yönünden isabetli olacaktır. Birilerinin Suriye Türklerini bölme hedefi
taşıdığı ve bunlara belli başlı amaçlar için yardımcı olanların olduğu gayet aşikar. Suriye
Türklerni bölmek ileride oluşacak herhangi bir kabinenin içinde temsil hakkımızın
kaybedilmesine neden olacaktır. Bizim önce yapmamız gereken şey bölge milliyetçiliğinden
sıyrılmak ve temel hedeflere odaklı olmaktır. Bu sorun için ortak çözümlerin olduğunu da
açıklamak isterim. Batı destekli elemanlara güvenip halkımızın veya neslimizin geleceğini karanlık
bir limana sürüklememiz mantık dışıdır. Türk’ün birleşmesini istemeyen belli başlı yapılar
var olduğu da gayet açık ve nettir. Bunların temel hedefi ise ileride oluşacak yeni Ortadoğu
haritası içerisinde Türk’süz olmasıdır.

Şuan için odak noktamızın tekrar Suriye Türkmen Meclis’ini Suriye siyaseti sahasına yeniden dahil etmek olması makul olacaktır.

Vesim TOKATLI

Exit mobile version