Gazeteci-Yazar Nigar Ögeday Esra Erol’a Sahip Çıktı ‘Kişi kendinden bilir işi’

Gündüz kuşağı programlarını en çok eleştiren gazetecilerdenim.

Canlı yayın programlarında bunu açıkça dile getirmişim.

Dün sosyal medyada Esra Erol ve onun Atv’de yayınlanan programına eleştirileri gördüm.

Küçük bir videoda genç bir kıza Esra Erol’un haksızlık yaptığını yazıyordular. İlgimi çekti. Programı baştan sona izleme kararını verdim.

Karakter olarak bir şeyi bilip bilmeden, sebebini araştırmadan konuya asla değinmem. O yüzden de kesip çıkarılmış küçük videoya değil programı seyretmeyi tercih ettim. 

İzledim anne, baba, abla canlı yayına gelerek 18 yaşındaki küçük bir kızın hemen hemen atasıyla (babasıyla) aynı yaşta olan bir erkekle kaçtığını Esra Erol’dan da onun bulunması için yardım istediklerini gördüm. Üstüne üstlük 40 yaşlı bu zat resmi olarak evli 2 çocuk babasıydı. O kişi canlı yayına bağlanarak eşinin yanında olduğunu bu kızla ilişkisinin olmadığını söylüyordu.  Ama sonra anlaşıldı ki karısı aniden eve geldiği için 18 yaşındaki kızı kaçıran bu kişi onu tavan arasında saklamış. O tavan arası ile ilgili hiçbir şey yazmayacağım. Sokakta beslediğimiz kedinin köpeğin bile orada  kalmasına gönlüm razı olmazdı.  Umarım ne demek istediğimi anladınız.  

Gelelim sosyal medyada “insancılık”  oyunu oynayarak genç bir kızın hayatını karartması için elinden geleni eden cahillere.  Aslında linç edilecek biri varsa oda bu kıza destek  olanlardır. 18 yaşındaki bir kızın 40 yaşındaki bir ayı tarafından istismar edilmesi ve  buna birilerinin destek vermesi affedilmez bir suçtur.  Esra Erol’un programında o kıza sahip çıkması kızın yanlışlarına karşı gözyaşlarıyla tepki vermesi beni de duygulandırdı. Defalarca Esra Erol’un programını eleştiren bir gazeteci olarak programı izlerken keşke orada olup sana sarılsaydım bacım birlikte gözyaşı dökseydik milletin bu cehalet derdine dedim.  Esra Erol’un o feryadı bir sunucunun feryadı değildi aynı zamanda bir toplumun feryadıydı, Bir ananın kalbinde yanan ateşin feryadıydı.  

Esra Erol 18 yaşlı bir kız evlenmesin demiyordu. Tam aksine Esra Erol 18 yaşlı bir kıza yakışan anlı şanlı düğüne destek verecek biriydi.  Esra Erol’un İtirazı 18 yaşlı küçük bir kızın 40 yaşlı evli 2 çocuk babasının koynuna atılarak geleceğini yakmasınaydı. Ve bu 18 yaşlı kız kendini yakarken arkada iki evladın da hayatını karartıyordu. Aynı zamanda bir annenin ahını alıyordu.  

18 yaş “Ben her şeyi bilirim benden akıllısı yoktur” zamanıdır. Bizler de o dönemi geçtik. Çok iyi biliriz o dönemi.  Hele hele bir yanlışımıza destek verilirse kendimizi prof sanıyoruz.  Şanslıydık yanlışımızı destekleyenler yoktu. O yüzden de doğrularla hesaplaşmak zorunda kalıyorduk. 

Arkamızda bir ailemizde vardı. Aslında Esra Erol’a gelen o küçük kızcağızında arkasında bir ailesi var.  Ama maalesef yanlışına destek veren çağımızın başının belası olan sosyal medyadaki kendi gibi cahiller var. Bu azmış gibi bu dengesizliği kollayıp savunanlar arasında millete “Sanatçı”  gibi takdim edilen elbisesi kaliteli kendisi  zay (ziyan) mahlûklar da var. Ve bunlar bu ahlaksız ve yobaz duruşun adına ilericilik dediler. Oysa azıcık tarih bilseler bu tavırlarının taş devrinde bile kabul edilmediğini bu duruşlarının düpedüz gericilik ve cehalet olduğunu anlarlar. 

Programda bir hukukçu hanım var ismi galiba Hülya. Müthiş bir fikir söyledi. Reşitlik yaşı artırılsın. Yıllar önce bir yazımda aynı fikri yazmıştım. Umarım milli meclise milletin adından girenler bu çağırışı duyar bir önerge verirler. Dünya inkişaf ettikçe insanların beyninin değil üzerlerindeki kaliteli elbiselerin konuştuğunu dikkate alarak bu yasayı kabul ederler. Aksi takdirde işimiz çok zor. Bugün olmasa da yarın onlarında kapısını böyle bir akıl almaz olay çalacak. Evlatlar olmasa da torunları bir gün dedesi yaşta bir erkekle evleniyorum deyip karşılarına çıkacak. Bak o zaman çok geç ola…

Gazeteci Yazar Nigar Ögeday